ÇERÇEVE MESELESİ
Zamanın birinde bir ateist bütün Basra sokaklarını dolaşıp
halkı inancından(Müslümanlığından) uzaklaştırmaya çalışırmış.Ateist ile girdiği
münazaraları kaybeden halk doğruca alimlere koşmuşlar. Alimler bir bir
yenilmişler bir kişi bile ayakta kalamamış.
En sonunda Basra’nın en büyük alimi olarak bilinen bir zatın
önünde diz çökmüşler,aman efendim,bizler ne yaptıysak onunla baş edemedik,bu
milleti olsa olsa siz kurtarırısınız diye yalvarmışlar.
İşin ucunda alem-i
İslama hizmet var.Cihad gayretiyle ateistin karşısına çıkmış bir süre sonra
diğer alimlerin bulunduğu yere geri dönmüş:
Değerli allame.İnanın ben elimden geleni yaptım ama bende
baş edemedim o ateist ile.
Aman efendim,nasıl olur? Siz ki hepimizin çok üstünde bir
ilme ve zekaya sahipsiniz.Bir cahil ateist sizi nasıl durdurabilir?
Büyük alim cevap
vermiş.
Kardeşim,Benim ilmimin bir sınırı bir çerçevesi var.Ben
aldığım ilmi terbiye gereği ancak kendi bildiğim çerçevede hüküm
verebilirim,ama ama ateistin hiç çerçevesi yok ki!istediği her yere girip
çıkıyor.
Günümüzde
insanlar din,siyaset,tarih gibi derinliğinin sınırı olmayan konularda hiçbir
çerçeve tanımadan üstelik kesin hükümlerle konuşuyorlar.
Siz değerli
okurlarımız!
Sizler çerçevenizi hiç aşmıyorsunuz değil mi?
Çerçevede kalmak ne büyük edep.
Selam ve dua ile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder