ŞU MESCİDİN TOZUNU ALIVER.
Şeyh Sadi’nin meşhur hikayelerinden birinde geçer.
Şeyh delikanlıya talimat verir:
-Şu mescidin tozunu toprağını alıver.
Delikanlı emri yerine getirmek için gider ama bir daha kimse o delikanlıyı görmez.
Günlerden bir gün müritlerden biri delikanlıyı görür ve sorar,
Delikanlı neden emri yerine getirmek yerine çekip gittin?
Delikanlı şöyle cevap verir:
-Hiç öyle bir şey yaparmıyım?Elbette hemen emri yerine getirmek üzere mescide gittim.Fakat gördüm ki mescid tertemiz,ne toz var ne toprak.Anladım ki asıl kirli olan benmişim.
Batıda yazılan didaktik hikayelerde ayrılan bir taraf var bizim kültürümüzde.
Olaylar ve insanlar öylesine derin öylesine nefis içre işleniyorlar ki hayret etmemek mümkün değil.
Böyle hikayelerden onlarca ders çıkartmak mümkün.
Gözünü maddi dünyaya diken elbette sadece maddi şeyleri görür.Temiz,kirli,doğru,yanlış hepsi maddi dünyanın içindedir.
Gözünü kendi nefsine diken orada öyle şeyler görür ki gözü artık nefsini terbiyeden başka bir şey görmez olur.
Temizi kirli yapan nefistir.
Nefisle mücadele etmeden ne birey sorunlarından kurtulabilir,ne toplum,ne de devletler.
Mescidi temizlemeye gitmeden önce yapmamız gereken en önemli şey kendimizi temizlemektir,aksi halde amaç kirli,araç temiz olur,amaç hizmetçi araç efendi olur.
Bu kadar hikmet yetmez mi?
Selam ve dua ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder