TESTİYİ KIRMADAN ÖNCE
Nasreddin Hocanın en meşhur hikayelerindendir. Hoca bir gün çocuğu evire çevire dövüyor. Bunu gören komşuları,
- Hoca ne yapıyorsun, niye dövüyorsun çocuğu?
- Çocuğu suya göndereceğim de, testiyi kırmasın diye dövüyorum.
- Aman Hocam, nasıl böyle bir şey yaparsınız. Çocuk testiyi kırmamış ki? Suçsuz çocuğu niye döversin?
- Ama dostlar, testiyi kırdıktan sonra döversem ne işe yarayacak? Testi geri gelecek mi?
Gel de Hocanın bu fıkrasından müthiş bir ders çıkarma.
Ey insanlar, bir hata yapmadan önce, bir kalbi kırmadan önce, bir şeyi bozmadan önce şu nefsinizi bir dövün bakalım. Yani ter üstüne ter atın, sabredin, iyi tarafına bakın, kırmadan, dökmeden bir meseleyi çözebilecek misiniz?
Yeryüzünde öyle işler, öyle haller, öyle insanlık halleri var ki bir kere hata yapıp kırıp döktünüz mü ömür billah düzeltmeniz mümkün olmuyor.
Nice insanların, nice karı kocaların, nice arkadaşların hayatı zehir oluyor. Geriye sevdikleriyle beraber acı çektiklerinden bir büyük enkaz kalıyor.
Hayatı kendinize cehennem etmeyin, başkalarına hiç etmeyin.
Testi demek insan demek,
Testi demek kalp demek,
Testi demek bir dünya emek, sevgi saygı demek.
Bir kere kırılmaya görsün, bakın nasıl Hocanın dediğine geleceksiniz.
Onun için önce kendi nefsinize var gücünüzle sahip çıkın, sıkın, sıkıştırın ama asla kırmasına izin vermeyin.
Selam ve dua ile.